« Ritm varsa heyat var | Tokyo'da hava » |
Heyatla reportaj
Hayatla röportaj yaptığımı gördüm rüyamda.
"Benimle röportaj mı yapmak istiyorsun?" diye sordu Hayat.
"Zamanın var mı?" diye sordum.
Gülümsedi ve "Benim sonsuza kadar zamanım var" dedi.
"Ne sorular var yüreğinde? İnsanlarla ilgili en çok neye şaşırıyorsun?" diye sordum.
Hayat başladı anlatmaya:
"Çocukluktan sıkılıp büyümek için acele ediyorlar, sonra yine çocuk olmanın özlemini duyuyorlar. Para kazanmak için sağlıklarını kaybediyorlar, sonra sağlıklarını kazanmak için paralarını kaybediyorlar. Gelecekle ilgili endişelenmekten şimdiyi unutuyorlar. Sonra da ne şimdiyi ne geleceği yaşayabiliyorlar. Deneyim iyi bir öğretmendir diyorlar ama deneyimin faturasını ödemek istemiyorlar. Hayatlarını kazanmak için eğitim alıyorlar ama yaşam ustası olmayı bilmiyorlar. Bu nedenle de, hiç ölmeyecekmiş gibi yaşıyorlar, hiç yaşamamış gibi ölüyorlar."
Hayat elimi tuttu sıkı sıkı... Bir süre sessiz kaldık, birşey konuşmadık. Sonra derin bir nefes aldım. Ona, insanların neleri öğrenmelerini istediğini sordum.
Hayat yanıtladı:
"Hiç kimseyi seni sevmeye zorlayamayacağını, yapabileceğin tek şeyin seni sevmelerine izin vermelerini isterdim. Affetmenin affederek öğrenilebileceğini öğrenmelerini isterdim. Başkalarıyla kendilerini kıyaslamamayı öğrenmelerini isterdim. İki insanın aynı şeye bakıp farklı şeyleri görebileceğini öğrenmelerini isterdim."
"Zengin insanın en çok şeye sahip olan değil, en az şeye ihtiyaç duyan insan olduğunu öğrenmelerini isterdim. Bir sevecen yüreği derinden yaralamanın bir anda olduğunu; ama iyileştirmenin çok uzun sürdüğünü öğrenmelerini isterdim. Hayata pozitif bakmanın yaşama sevincini bir kat daha artırdığını öğrenmelerini isterdim."
"Ve en sonunda, gerçek, yaptığı işe değer ve önem veren fotoqrafların yaptıkları fotoları bilgisayar arşivlerinde unutularak birikmesi yerine insanlarla paylaşmayı tercih etmelerinin aslında çok güzel bir duyğu olduğunu, fotoqrafın, yaptığı güzel resimleri paylaşarak bi daha gençlerin sevinçlerine ortak olduğunu anlatmaya qayret ettiğini bilmelerini isterdim..."
Hayat derin bir nefes verdi. Hayatın nefesi kelimelere dönüştü.
"Söylediklerimi yüreğine kaydet" dedi. Söylediği cümleyi yüreğime kaydetmiştim...
"Başkalarını affetmek yeterli değil, kendini de affetmeyi öğren".
Yüreğim kuş gibi hafiflemişti. Son olarak bir soru daha sordum: "Hayat benden ne istiyorsun?" dedim usulca...
Bütün odayı beyaz bir ışık kaplamıştı ve Hayat yanıtladı:
"Senin kendin olmanı istiyorum, yoksa başkası olurdun. Sana bugün ihtiyacım olduğunu bil, yoksa bugün benimle olmazdın. Kendi eşsizliğini ve biricikliğini bil; çünkü ben kendimi tekrar etmeyecek kadar yaratıcı ve zenginim. ve gerçekten TEK değerli olanım. Değerimi bil."
"Benimle röportaj mı yapmak istiyorsun?" diye sordu Hayat.
"Zamanın var mı?" diye sordum.
Gülümsedi ve "Benim sonsuza kadar zamanım var" dedi.
"Ne sorular var yüreğinde? İnsanlarla ilgili en çok neye şaşırıyorsun?" diye sordum.
Hayat başladı anlatmaya:
"Çocukluktan sıkılıp büyümek için acele ediyorlar, sonra yine çocuk olmanın özlemini duyuyorlar. Para kazanmak için sağlıklarını kaybediyorlar, sonra sağlıklarını kazanmak için paralarını kaybediyorlar. Gelecekle ilgili endişelenmekten şimdiyi unutuyorlar. Sonra da ne şimdiyi ne geleceği yaşayabiliyorlar. Deneyim iyi bir öğretmendir diyorlar ama deneyimin faturasını ödemek istemiyorlar. Hayatlarını kazanmak için eğitim alıyorlar ama yaşam ustası olmayı bilmiyorlar. Bu nedenle de, hiç ölmeyecekmiş gibi yaşıyorlar, hiç yaşamamış gibi ölüyorlar."
Hayat elimi tuttu sıkı sıkı... Bir süre sessiz kaldık, birşey konuşmadık. Sonra derin bir nefes aldım. Ona, insanların neleri öğrenmelerini istediğini sordum.
Hayat yanıtladı:
"Hiç kimseyi seni sevmeye zorlayamayacağını, yapabileceğin tek şeyin seni sevmelerine izin vermelerini isterdim. Affetmenin affederek öğrenilebileceğini öğrenmelerini isterdim. Başkalarıyla kendilerini kıyaslamamayı öğrenmelerini isterdim. İki insanın aynı şeye bakıp farklı şeyleri görebileceğini öğrenmelerini isterdim."
"Zengin insanın en çok şeye sahip olan değil, en az şeye ihtiyaç duyan insan olduğunu öğrenmelerini isterdim. Bir sevecen yüreği derinden yaralamanın bir anda olduğunu; ama iyileştirmenin çok uzun sürdüğünü öğrenmelerini isterdim. Hayata pozitif bakmanın yaşama sevincini bir kat daha artırdığını öğrenmelerini isterdim."
"Ve en sonunda, gerçek, yaptığı işe değer ve önem veren fotoqrafların yaptıkları fotoları bilgisayar arşivlerinde unutularak birikmesi yerine insanlarla paylaşmayı tercih etmelerinin aslında çok güzel bir duyğu olduğunu, fotoqrafın, yaptığı güzel resimleri paylaşarak bi daha gençlerin sevinçlerine ortak olduğunu anlatmaya qayret ettiğini bilmelerini isterdim..."
Hayat derin bir nefes verdi. Hayatın nefesi kelimelere dönüştü.
"Söylediklerimi yüreğine kaydet" dedi. Söylediği cümleyi yüreğime kaydetmiştim...
"Başkalarını affetmek yeterli değil, kendini de affetmeyi öğren".
Yüreğim kuş gibi hafiflemişti. Son olarak bir soru daha sordum: "Hayat benden ne istiyorsun?" dedim usulca...
Bütün odayı beyaz bir ışık kaplamıştı ve Hayat yanıtladı:
"Senin kendin olmanı istiyorum, yoksa başkası olurdun. Sana bugün ihtiyacım olduğunu bil, yoksa bugün benimle olmazdın. Kendi eşsizliğini ve biricikliğini bil; çünkü ben kendimi tekrar etmeyecek kadar yaratıcı ve zenginim. ve gerçekten TEK değerli olanım. Değerimi bil."
4 comments
Comment from: Burning_Sun [Visitor]
Hayata pozitif bakmanın yaşama sevincini bir kat daha artırdığını öğrenmelerini isterdim."
-Düzgündür..Mən hər nə olursa olsun,bir gözemlə bəlkə pessimist baxıram,amma,həyata digər gözümlə də optimist,pozitiv olaraq baxıram.Bu yaşamağın tək çarəsidir bəlkə..
"Ve en sonunda, gerçek, yaptığı işe değer ve önem veren fotoqrafların yaptıkları fotoları bilgisayar arşivlerinde unutularak birikmesi yerine insanlarla paylaşmayı tercih etmelerinin aslında çok güzel bir duyğu olduğunu, fotoqrafın, yaptığı güzel resimleri paylaşarak bi daha gençlerin sevinçlerine ortak olduğunu anlatmaya qayret ettiğini bilmelerini isterdim..."
-Bizim FOTOQRAF bunu edir:).Məncə Həyat,MAYBACH-ın olduğunu yaxşı görmür,göstərmək lazımdır ona :))
Bizim MAYBACH,susaraq şəkillərilə danışır..Şəkilləri dilləndirir..Həyat,daha nə etsin MAYBACH?!
24. 01. 10 @ 23:15
Comment from: Burning_Sun [Visitor]
P.S.MAYBACH,yazının kimə aid olduğunu qeyd etməmisən..Kimindir bu dialoq?
24. 01. 10 @ 23:16
Comment from: Honey [Visitor]
Chox gozel meqaledir :) Her cumlesinde boyuk mena var..
Teshekkurler Maybach! :)
27. 01. 10 @ 06:09
Burning_Sun,
şerhin üçün teşekkür edirem.
Yazını internetde edebiyyat klublarının birinde rast geldim. Müellifi yazılmadığı üçün men de burda qeyd ede bilmedim. Lakin, yazı, ve özümün tapdığı bu şekil günümüzün ve xüsusile fotoqrafiyada olan problemleri özünde eks etdirdiyi üçün çox beyendim. Ümidvaram ki, en gözel günlerini ebedileşdirmek üçün yaradıcı fotoqrafların xidmetlerine müraciet eden insanlar bezi seçme şekillerin fotoqrafın peşekar saytında yerleşdirilmesinin dünyanın sonu olmadığını, toyda olanda yüzlerle insana bunu qadağan etmedikleri, ede bilmedikleri kimi fotoqrafa da qadağan etmeyin düzgün olmadığını anlayarlar.
29. 01. 10 @ 05:28